Dolar 32,2329
%0.1
Euro 35,0746
%0.19
Altın 2.526,670
%1.04
Bist-100 10.741,00
%0.92

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

ORTADOĞU’DAN AVRUPA’YA AVRUPA’DAN TÜRKİYE’YE TERÖRİZM

MİT’in, son zamanlarda gerek ülke içinde gerekse de ülke dışında yaptığı nokta operasyonlarla eli ayağı bağlanan, Türk Savunma Sanayi'nin geldiği noktada elde edilen verimli sonuçlarla, eskiden elini kolunu sallaya sallaya şehir merkezlerinde bile dolaşan terör örgütü üyeleri arazide bile açık alana çıkamaz hale geldiler. Haziran genel seçimlerinden sonra Dışişleri Bakanlığı’na gelen Hakan Fidan’ın, göreve geldiği günden beri Kuzey Irak Bölgesel yönetimi ile yaptığı görüşmeler de ayrıca dikkat çekiciydi. Fidan, son olarak Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile Şubat 2024’te görüştü. Sonrasında ise, 17 Mart 2024 tarihinde Türkiye ile Irak hükümetlerinin yaptığı görüşmeler neticesinde, Irak ilk defa PKK’yı yasaklı örgütler listesine dahil etti.

Tüm görüşmelerin son açıklaması ise, 4 Mart 2024 tarihinde Cumhurbaşkanı Sayın R.Tayyip Erdoğan’dan geldi. Erdoğan; “Irak sınırlarımızı güven altına alacak çemberi tamamlamak üzereyiz. Bu yazın Irak sınırlarımızla ilgili meseleyi kalıcı olarak çözüme kavuşturmuş olacağız” şeklinde bir açıklama yaparak, bir nevi son bir yıldır yapılan görüşmeler ve Pençe Harekâtı’nın nihai sonucunun müjdesini vermiş oldu. Tabii bu açıklama, yerli ve yabancı basında; yeni bir operasyon olasılığı mesajı üzerinden de değerlendirildi Hal böyle olunca, terör örgütü bölgede rahat hareket edemeyerek iyice köşeye sıkıştı. Ne Türkiye içinde ne de Türkiye çevresinde bir varlık gösteremeyen örgüt, Avrupa’daki aygıtlarını devreye sokmaya başladı. İlginçtir, terör ve destekçisi hesaplardan yapılan açıklamalar, “Kürtlere saldırı” adı altında yapılıyor ve işin garip tarafı “Kürtlerin savunması” olarak lanse ediliyor. Bu söylem acıdır ki Türkiye içindeki bazı gazetecilerin yorumlarında ve tv kanallarında da karşımıza çıkıyor.

Ne acıdır ki bu söyleme benzer söylem, Türkiye iç siyasetini tartışan birçok tv yorumcusunun da kullandığı bir söyleme dönüştü. “Kürt Siyaseti” söylemi ve PKK’nın meclisteki uzantısı partiye oy verenlerden ya da söz konusu partinin siyasetinden bahsederken söylenen bu söylem, fazlasıyla tehlikelidir. Zira bu maksat dahilinde, art niyet olmaksızın ifade edilen bu söylemle, Kürtlerin tamamını terörle eşleştirmek mümkün. Zira hem TV'de PKK’nın uzantısı partiye terör partisi diyeceksin hem de aynı partinin siyasetinden bahsederken “Kürt siyaseti” ifadesini kullanacaksın. Bu doğru bir tabir değildir. Bu sebeple Avrupa’da ortaya çıkan olayları, Türklerle Kürtler arasındaki olaylar olarak değil, Türklerle Teröristler arasındaki olaylar olarak görmemiz gerekiyor. Zira sözde Kürt adı altında terör propagandası ile insanlara saldıranlar Kürt olamazlar. Ortadoğu’da beceremedikleri eylemleri Avrupa’da hayata geçirip mağduriyet devşirerek, 31 Mart yerel seçimlerinden sonra, Doğu Güneydoğu’da almayı planladıkları belediyeler ve büyük şehirlerdeki kırıntıları ile yeni bir eylemler silsilesinin içinde oldukları çok belli.

Esenyurt CHP Belediye Başkan adayının açıklamaları, bundan on yıl evvel özyönetim ilan edenlerden çok da farklı bir açıklama değildi. İstanbul’a Kürdistanbul ifadesini kullanan zat boş yere kullanmadı elbette bu söylemi. “Kent Uzlaşısı” adı altında CHP listelerinden Belediye Meclis üyeliklerine girişlerinin bir sebebi olmalı diye düşünüyorum. Gazeteci Barış Yarkadaş’ın 20’ye yakın DEM partilinin CHP listelerinden İBB Meclis üyesi yapılmasının planlandığını açıkladı. Avrupa’da yaşanan bu kargaşa süreci, Türkiye’deki 31 Mart yerel seçimlerinden sonra, Belediyelerde göreve gelen terör aygıtlarının ellerindeki güçle Türkiye’yi yeni bir 6-7 Ekim Olayları sürecine sokmayacak mıdır?

Devlet elbette bu konudaki tedbirlerini almıştır, alacaktır da fakat millet olarak bize düşen, devletin işini kolaylaştırmaktır. Evet “bu konuyu da siyasete bulaştırma arkadaş” “bu yorumun da oy devşirmenin başka bir yolu mu?” dediğinizi duyar gibiyim. Kendi açınızdan baktığınızda haklısınız elbette, fakat yukarıda yazdıklarımı zihninizdeki siyasi ideolojiyi bir kenara bırakarak bir daha okuyun lütfen. Zira benim herhangi bir yere oy toplamak ya da oyuna mani olmak gibi bir durumum söz konusu bile değildir. Sadece olaylar arasında bağlantı kuruyorum.

Karar sizin!