TOLGA CAN: ‘SANATTA KUTUPLAŞMA YOZLAŞMAYA YOL AÇAR’

Ümraniye Meclisi’nin Şubat ayı ilk oturumuna gündem dışı konular damga vurdu.

İYİ Parti Ümraniye Belediye Meclis Üyesi Tolga Can, söz aldığı konuşmasında son zamanlarda bazı sanatçı ve sporcuların söylem ve eylemleri ile kutuplaştırıcı, ötekileştirici tavırlar sergilediğini, bu durumun sağlıklı düşünmeye engel olacağını söyledi.

İYİ Parti olarak toplumsal kutuplaşmanın karşısında olduklarını dile getiren Can, “Sanatın ve sanatçının davranışlarının topluma yansımasına alkış tuttuğumuz bir atmosferi yaşama imkanına sahip oluruz” ifadelerini kullandı. Tolga Can konuşmasında şunları söyledi:

“SANATÇI TOPLUMA IŞIK TUTAN İNSANDIR”

“Milletleri bir arada tutan ve güçlü kılan, milli kültürlerine olan bağlılıklarıdır. Milli kültürün kaynağı din, dil, hukuk, örf, ahlak gibi değerlerin yanı sıra sanattır. Mustafa Kemal Atatürk, “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuştur” derken sanatın millet hayatındaki önemini vurgulamıştır.

Sanat, toplumun iyiye, güzele, ileriye gitmesi için vazgeçilmez bir faaliyettir. Sanatçı ise, topluma ışık tutan, toplumu önderlik eden insandır. Ancak günümüzde, toplumun her kesiminde olduğu gibi sanat alanında da kutuplaşmanın olduğu, bu kutuplaşmanın da beraberinde kültürel yozlaşmaya yol açtığını görüyoruz. Kutuplaşmanın olduğu toplumlarda yozlaşma kaçınılmazdır. Çünkü kutuplaşma, sağlıklı ve adaletli düşünmenin önünde engeldir.” 

“KUMARBAZIN KREDİSİ ÖTELENİYOR, OLAN GARİBAN ÇİFTÇİYE OLUYOR”

“Her alanda olduğu gibi kültür ve sanat alanında da yandaşlar ve karşıtlar olarak bölünmüşlük vardır. Bu bölünmüşlükten toplumsal fayda beklemek, çölün ortasında gül bahçesi bulmak kadar imkansızdır. Topluma örnek olması gereken sanat ve spor camiasından birkaç işgüzardan bahsetmek isterim.

Örnek 1; Serdar Ortaç. Bu ülkede çiftçinin traktörü haciz edilirken, esnafın hesaplarına bloke konulurken bir kumarbazın kredisi 8 ay erteleniyor. ‘Son aldığım krediyi ödeyemediğim için koskoca bir devlet bankası sen Serdar Ortaç’sın seni mahkemeye verir miyiz?’ der ve borcunu sekiz ay öteler.

Bu kumarbazın kredi borcunu erteleyen ama garibin çiftçin traktörüne tarlasına haciz koyan işgüzar banka müdürünün ve bürokratlarının ülkeyi getirdikleri hal budur.”

“SIRF MUHALEFET OLSUN DİYE…”

“Örnek 2; İlyas Salman. Milli iradeyi küçümseyen saçma sapan konuşan İlyas Salman’a da birkaç cümle edeceğim. Sayın Cumhurbaşkanı’na ona oy veren %52 ye akılsız halk diyemezsin. Kimliğin ne olursa olsun, inancın ne olursa olsun Türk milletine hakaret edemezsin. Düşüncelerin sana kalsın, ister ödül al ister para al, bizi ilgilendirmez. Sanatçıysan, sanatla ilgilen işgüzarlık yapma.
Örnek 3; Demet Akalın. Geçen gün Twitter hesabından paylaştığı bir Tweet’te aklı sıra restoranların kapalı olmasını ‘yazık’ notuyla İstanbul Nişantaşı metrosundan çekilmiş gibi gösteren, yalan yanlış bir fotoğrafı paylaşıyor. Aslında topluma örnek olması gerekirken, İBB Başkanı sayın Ekrem İmamoğlu’na sırf muhalefet etmek ve algı oluşturmak için Madrid’te çekilen fotoğrafı İstanbul’da çekilmiş gibi lanse ediyor.

“TANJU ÇOLAK’A CEZA KESEN YETKİLİLERİ KUTLUYORUM”

“Örnek 4; Tanju Çolak. Geçtiğimiz günlerde eski milli futbolcu Tanju Çolak ve arkadaşları, bir restoranda yediği yemeği sosyal medyada paylaşmıştı. Ve şu sözleri ekledi: ‘İki dünya savaşı gördüm, 4 Dünya Kupası gördüm, böyle kaz görmedim.’ 

Pandemi sürecinde restoranların kapalı olduğu bir yerde masa açtıran görgüsüzlüğün tavan yaptığı videoyu da sosyal medyada paylaşan Tanju Çolak’a gerekeni yapıp ceza kestiği için Üsküdar Kaymakamlığı ve Üsküdar Emniyet güçlerine teşekkürlerimi sunarım. Bu durum aslında siyasetteki, kutuplaşmanın kültür ve sanat alanındaki yansımasıdır. Sanatçı bireysel görüş ve tercihlerini bir kenara bırakıp üstlendiği kimliğin çatısı altında toplumu uyaran, bütünleştiren, kucaklayan bir anlayış ve uslup kullanmalıdır.”

“TOPLUMUMUZU YÜKSELTMEYİ HEDEFLİYORUZ”

“Biz İYİ Parti olarak, toplumsal kutuplaşmanın karşısındayız. Kutuplaşmayı değil bütünleşmeyi, yozlaşmayı değil değerlerimize sahip çıkmayı savunuyoruz. Karşıtlıklar üzerinden değil, müşterek değerler üzerinden toplumumuzu yükseltmeyi hedefliyoruz…

Umarız ki bir gün, uyaran taraf olma yükümlülüğümüz bir gün son bulur. Sanatın ve sanatçının davranışlarının topluma yansımasına alkış tuttuğumuz bir atmosferi yaşama imkanına sahip oluruz.”