Dolar 32,1875
%0.1
Euro 34,9477
%-0.06
Altın 2.505,960
%0.11
Bist-100 10.895,00
%1.45

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Player yükleniyor...

AKŞENER: ‘ATEŞ BACAYI SARMIŞ, PANİK HALİNDESİNİZ, GÖRÜYORUZ’

  • İstanbul Gündemi
  • 23.02.2021 - 11:42

AK Parti iktidarına sert sözlerle eleştiriler yapan Akşener, AK Parti Milletvekili Özlem Zengin ve Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki’nin sözlerine büyük tepki gösterdi. Akşener, “Bu arkadaşların siyaset anlayışında makbul olan liyakat değil, cehalet olduğundan, Özellikle, bilmedikleri, anlamadıkları konularda, üst perdeden konuşmayı marifet sayıyorlar. Doğrusunu anlatmak da, mecburen bizlere düşüyor” dedi.

Akşener’in konuşmasından satırbaşları şu şekilde:

“Çok ilginç günlerden geçiyoruz… Bugünlerde Ak Parti’nin üst düzey kadroları, milletimize tepeden bakan o çirkin tavırlarını, insanımızı sürekli kutuplaştıran o kirli zihniyetlerini, teker teker dışa vurmaya devam ediyorlar.

Bir Ak Parti milletvekili, üstelik de, kadın bir milletvekili, Çıktı, Ak Parti’ye göre onurlu kadının tarifini yaptı.Tacize, tecavüze, utanmazlığa maruz kalan kadınlar için, utanmadan, “Onurlu kadın bir sene beklemez, ertesi gün şikayet eder” dedi. Yani bu arkadaş diyor ki; “Tacize, tecavüze uğrayan kadın susuyorsa, susmak zorunda kalıyorsa, onursuzdur.” “Aradan zaman geçtikten sonra konuşuyorsa, yine onursuzdur.” Milletin vekili olduğunu iddia eden bir insanın sözlerine bakar mısınız?

Bir iktidarın milletinden nasıl uzaklaştığına bakar mısınız? Şu utanmazlığa bakar mısınız? Gerçekten ibretlik…

Bu arkadaşların siyaset anlayışında makbul olan liyakat değil, cehalet olduğundan, Özellikle, bilmedikleri, anlamadıkları konularda, üst perdeden konuşmayı marifet sayıyorlar. Doğrusunu anlatmak da, mecburen bizlere düşüyor. Bu arkadaşların, bilimle pek ilgileri olmadığını biliyoruz ama,

psikologlar, araştırmacılar diyor ki; “Kadınların yaşadığı travma ne kadar ağırsa, ortaya çıkması da o kadar zordur.”

“Toplum baskısı ne kadar ağırsa, bu konuları konuşmak da o kadar zordur.”

Daha da ötesi, bu vizyonsuz arkadaşların dünyada olan bitenden de haberi yok.

Bütün dünyada, kadınlara cesaret aşılayan bir “meToo” hareketi var.

“meToo” hareketi, toplumun baskısından korkan, binlerce taciz mağduru kadına cesaret verdi.

10 yıldır, 20 yıldır saklanan taciz olaylarının ortaya çıkmasına vesile oldu.

Ama tüm bunlar, torunu yaşındaki bir kadın siyasetçiye, sırf kendinden değil diye,

“vitrin süsü” diyebilen bir genel başkan, ve onun meclis grup başkanvekilinin umurunda bile değil.

Ne kadar acı. İYİ Parti, hakkını arayan her kadının daima yanında olacaktır.

Buradan şiddet gören, hakkı yenilen, tacize maruz kalan tüm kadınlarımıza sesleniyorum.

Onlar bıraksa da, onlar size onursuz dese de, biz sizin yanınızdayız.

Sizi asla yalnız bırakmayacağız.

“HİÇBİR VATANDAŞ HERHANGİ BİR PARTİNİN KÖLESİ DEĞİLDİR”

Aynı zihniyetin çok acı bir başka yansımasına da, bir Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı’nın, akıl almaz sözleriyle şahit olduk.

Bu yönetici çıktı, bu ülkenin 6 milyon vatandaşına “Allah belanızı versin.” dedi. Milletine bela okuyan bir siyasetçi. Bu Türk siyasi tarihinde bir ilk.

Bu Türk siyasi tarihinde utançla hatırlanacak bir terbiyesizlik. “Nereden nereye geldi Türkiye”, değil mi?

Dün kendinden olmayana terörist diyen bu zihniyet, bugün, işi iyice abartıp, kendine oy vermeyene bela okur hale geldi.

Bir yandan Apo’nun mektubunu okutturup, el birliğiyle teröriste güzellemeler yapacaksınız,

Kırmızı bültenle aranan kardeşinin ayağına, devletin televizyonunu gönderip, röportaj yapacaksınız,

Sonra çıkıp, sırf size oy vermiyorlar diye, bu memleketin insanlarına bela okuyacaksınız.

Yazıklar olsun.

İşin en acısı da ne biliyor musunuz?

Bu şımarık, bu şuursuz davranışlarla, bölücü teröre hizmet ettiklerinin farkında bile değiller.

Terör örgütünün yöneticileri, şu an sırıtarak el ovuşturuyorlardır.

Düşünsenize, hükümetten biri çıkıp dünyaya, “pkk’nın 6 milyon destekçisi var.” diyor.

İşte size Ak Parti’nin devlet yönetimi anlayışı… İşte size Ak Parti yöneticilerinin gerçek yüzü.

Bu memleketin hiçbir vatandaşı, herhangi bir partinin kulu, kölesi, marabası değildir.

Oy vermek bir vatandaşlık hakkıdır, ve kimse, oy verdiği partinin politikalarından sorumlu değildir.

Ama sırf vatandaşlık hakkını kullandı diye, kimseye suçlu muamelesi yapamazsınız.

“GENEL BAŞKAN YARDIMCISINI HEMEN GÖREVDEN ALIN”

Buradan, başta Sayın Erdoğan’ı ve partisinin yöneticilerini, ciddiyete ve sorumluluklarının farkına varmaya çağırıyorum. Evet, işler sizin için kötüye gidiyor, biliyoruz. Evet, ateş bacayı sarmış, panik halindesiniz, görüyoruz. Evet, Titanik batıyor, farkındayız. Ama ne olursa olsun, böyle çıkışlar yapamazsınız.

Sırf gündem yaratmak için, bu memleketin toplumsal dokusuna böyle zarar veremezsiniz.

Böyle azgınlık, böyle izansızlık olmaz. Kendinize gelin. O densiz genel başkan yardımcısını da hemen görevden alın, partinizde mümkünse insan görmeyeceği, eline mikrofon verilmeyeceği bir yere koyun.

Bu Cumhuriyet kolay kurulmadı. Ödenen bedelleri hatırladıkça, saygı duymak için o kadar çok nedenimiz var ki…Bu vesileyle, başta, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere,

Cumhuriyete giden yolun taşlarını döşeyen kahramanlarımızı, bir kez daha, saygı, rahmet ve minnetle anıyorum. Cumhuriyetimiz, bütün kurumlarıyla, her bir vatandaşıyla, çok büyük bir hazinedir.

Ve bu hazinenin kıymetini bilmek de, öyle lafla olmaz. Sahip çıkacaksın. İşte o nedenle, ülkeyi yönetenler,

100 yıl önce, yedi düvelin işgali altındaki bir yurtta, bugün her makama ulaşabiliyor, her imkandan dilediğince faydalanabiliyorsa, bunu sağlayan Cumhuriyet’le ve onun değerleriyle kavga etmeyecek. Aksine, minnetle sahip çıkacak. Mesela, ikinci Cumhuriyet hayallerine kapılmayacak.

Mesela, kurucu lideriyle kavga etmeyecek, ona hakaret etmeyecek, ettirmeyecek.

Sırf geçmişe çamur atmak için, “100 yıllık reklam arası” demeyecek,

100 yıl öncesini düşünüp, “Allah bizden önce memleket için çivi çakandan razı olsun.” diyecek.

“DEVLET KANUNDUR, DEVLET KURUMDUR”

Böylesine zahmetli bir tarihin eseri olan Cumhuriyeti yönetmek,tarih bilgisinin yanında, ciddi bir devlet aklı ister.  Devlet aklına sahip olmak için de, önce devletin ne olup, ne olmadığını bilmek gerekir. Ne var ki, Sayın Erdoğan ve yıldızlar karması ekibinde bunu maalesef göremiyoruz.

Biliyorsunuz, Gara’daki, 16 şehit verdiğimiz kahreden olayın ardından, milletimizin gerçekleri bilme hakkı olduğunu dile getirmiştik. Milletimizin bu hakkını hatırlatınca, devlet ciddiyetiyle gereğini yapmak yerine, Sözlerimizi devlete yapılmış bir saldırı olarak lanse ettiler. Talebin muhatabı ülkeyi yöneten hükümetti. Oysa onlar, muhatabı devlet saydılar.  Çünkü kendilerini devlet sanıyorlar.

Bakın, bu vesileyle önemli bir gerçeğin altını çizeyim; AK Parti ve matruşka gibi iç içe geçtikleri çeşitli boyutlardaki ortakları, devlet değildir. Devlet kanundur, devlet kurumdur. Siyasetçiler gelir geçer, Türk Devleti, Ebed Müddettir. Devletin yasaları vardır. Bu yasalara uyduğunuz sürece, hükümet olarak, ancak devletin bir organı olursunuz. Kurumların parti organı gibi davranması, devleti Ak Partili yapmaz. Makbul vatandaş olabilmenin tek şartının, Ak Parti’yi desteklemek sanılması, devletin değil, iktidardaki partinin ne kadar sorunlu olduğuna ve devleti ne derece tahrip ettiğini gösterir.

“ALGI KARIN DOYURMUYOR”

Türk milletinin hazinesinden milyarlarca lirayı, gözlerini kırpmadan, eşe dosta yandaşa dağıtıyorlar.Millete hepi topu, “53 milyar lira destek olduk” diye övünürken, o beş müteahhide bunun kat kat üstünde garanti parası ödüyorlar. Nihayet geçtiğimiz hafta, iktidar, pandemiyle daha da artan ekonomik krizin farkına varabildi. Farkına vardı varmasına da, bilin bakalım ne yaptı? Kendi esnafının feryadını duymayıp, “Japon esnaf zorda” diye haber yapan bu zihniyetin patronu, düşündü taşındı, geliri azalan müteahhidinin yardımına koştu. Havalimanlarını işleten şirketlerin, 2020 yılı içinde düzenlenen, ve vadesi 31 Ocak‘a ötelenen faturalarının iptaline karar verdi.

2021-2022 dönemine ait kira bedellerinin de, 2 yıl boyunca, yüzde 50 indirimli uygulanmasına karar verdi. Sayın Erdoğan; Millete gelince, cebinde akrep var. Müteahhidine gelince, “Buyur dükkan senin” diyorsun. Devletin, o beş müteahhitten alacağı milyarlarca liralık kiradan vazgeçiyorsun ama utanmadan yokluk çeken milletimin kafasına çay atıyorsun. Algı karın doyurmuyor Sayın Erdoğan. Siyaset iletişimiyle ay sonu gelmiyor. Yapay gündemler faturaları ödemiyor. Karar mercii millettir. Karar mercii, yalnızca millettir. Ve sen bu kafayla gitmeye devam edersen, bu cefakar millet, seni sandıkta Ay’a değil, eve gönderecek haberin olsun.”

“AYNI İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDE OLDUĞU GİBİ”

Türkiye’de görme engelli, ortopedik engelli, işitme engelli milyonlarca vatandaşımız yaşıyor. Resmi kayıtlara göre 2 buçuk milyon, bağımsız araştırmalara göre ise, 9 milyona yakın engelli vatandaşımız var. Biz bu insanlarımıza engelli diyoruz. Ancak biraz yakından bakınca, kendilerini dinleyince görüyoruz ki, engelleri yaratan aslında idareciler. Ülkemizin, şehirlerimizin, sokaklarımızın, hepimizin ortak yaşam alanı olduğunu unutuyoruz. Aslında engel olan bizleriz. Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’ne de imza atılmış, ama adım atılmamış. Tanıdık geliyor mu? Aynı İstanbul Sözleşmesi’nde olduğu gibi. Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesine imza atıyorsan, bunun gereğini yapacaksın.

İmza attığın sözleşmenin, tek bir maddesini bile es geçmeden, gerekenleri harfiyen uygulayacaksın. Devlet ciddiyeti, bunu gerektirir. Maalesef hemen her alanda gördüğümüz ciddiyetsizliği, Engelli Hakları Sözleşmesi’nde de görüyoruz. İşte o nedenle, bu hafta Milletin Kürsüsü’nde engelli bir kardeşimizi ağırlayacağız. Engellerin yıkamadığı, yıldıramadığı, vazgeçiremediği Aysun Karaemir, engelli vatandaşlarımızın sesini Türkiye’ye duyuracak. Meclisin televizyonu, sesini kesmeye çalışsa da, o gür sesi herkes duyacak.”

“SENDEN ÖZÜR DİLİYORUM AYSUN”

Burası, Türkiye Büyük Millet Meclisi. Burası, milletimizin her ferdinin sorunlarına çare beklediği yer.

Az önce gördünüz, engelli bir kardeşimiz, burada kürsüye ulaşamıyor. Bu duruma pansuman bir çözüm bulabilir miydik? Bulabilirdik. Ancak, o taktirde, buranın gerçeğini de gizlemiş olurduk. Engelleri kaldırmak, vatandaşlarımızın, kimseye ihtiyaç duymadan yaşamalarını sağlamaktır. Onların dertlerini çözecek binada bile düşünülmemiş olmaları büyük ayıp. Türkiye’nin meclisindeki tablo buysa, varın sokağı siz düşünün. Bunun için senden ve tüm engelli vatandaşlarımızdan özür diliyorum Aysun.

Bu bir zihniyet meselesi. İşte o nedenle, ülkemizde engelli olup çalışmak isteyenlere yönelik iktidarın bakış açısı, “engellidir yapamaz, engellidir çalışamazdan” öteye geçmiyor.

İşte o nedenle, engellilerimiz, yıllardır korumalı iş yerlerinde istihdam edilmeye çalışılıyor.

Oysa, engelli istihdamını, yalnızca korumalı iş yerlerine bırakmak,

engelli vatandaşlarımızın niteliklerini, yeteneklerini, becerilerini, üretime yapacakları katkıyı,

tamamen yok etmek demektir.

Bu yanlış bakış açısı, kendisini en fazla kamu kurumlarında gösteriyor.

İktidar, sanki hiç engelli avukat, mühendis, doktor, yazılımcı, nitelikli işçi yokmuş gibi,

tüm engellileri, bir blok halinde, nitelikli olmayan işçi sınıfında görüyor.

Bu durum da, “sana iş verdik daha ne istiyorsun” diyerek,

kendi mesleğini yapmak dışında bir talebi olmayan engellileri, hayata daha da küstürüyor.

 

Buradan engelli vatandaşlarımıza seslenmek istiyorum.

Kardeşlerim; Sizler bizim için önemlisiniz. “Saygı görmek ve onurlu bir yaşam mücadelesi için desteklenmek.” istiyorsunuz. Bunu biliyoruz. Bize göre kalkınan, zenginleşen, mutlu bir Türkiye,

ancak toplumun her kesimini kapsayacak bir büyüme modeli ile mümkündür.

Bizim milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı yönetim anlayışımız budur.

İşte o nedenle, size çok daha iyi bir hayat kalitesi sunacağımızın sözünü veriyoruz.

Peki, iktidar olduğumuzda, İYİ Parti olarak biz ne yapacağız?

İşe ilk olarak, engelli vatandaşlarımıza yönelik bakış açısını değiştirmekle başlayacağız.

Biz, “Hem engellisin, hem de maaş alıyorsun, daha ne istiyorsun?” demeyeceğiz.

Biz, “Topluma daha fazla katkı vermen, için ne yapabiliriz?” diyeceğiz.

Kamuda engelli kotasını yüzde 6’ya, özel sektörde ise yüzde 4’e çıkarıp,

“Eşit işe Eşit Ücret” yasasını hayata geçireceğiz.

İktidarın, tüm engellileri, niteliksiz işgücü olarak gören, sadakacı zihniyetine son verip,

engelli vatandaşlarımıza, mesleki olarak kota verilmesini sağlayacağız.

Özel sektördeki kotanın uygulanmasını da, cezalarla değil, teşviklerle sağlayacağız.

Özel işyerlerinin, erişilebilir olmasını sağlayacak,

çalışan engelli vatandaşlarımızın, yeterli ekipmana ulaşabilmeleri için,

devletin sağladığı tüm olanakları sunacağız.

Engelli bireylerin, iş yerlerinde sömürüyle karşılaşmaması için,

etkili şikâyet mekanizmalarını kurup, denetimleri sağlayacağız.

Çalışmak isteyen her vatandaşımızın,

becerisine, yeteneğine ve ilgi alanına göre, işe yerleştirilmesini sağlayacağız.

Yalnızca Türkiye’ye özgü olan, yüzde 40’ın altını engelli görmeme durumunu, ortadan kaldıracağız.

Çünkü bizim anlayışımıza göre, hak, bir ihtiyaçtan kaynaklanır,

ve engellilerin ihtiyaçları da yüzdeler ile değerlendirilemez.

Bu açıdan engellilik oranlarını, yüzdeler olarak değil, “hafif”, “orta”, ve “ağır” olarak belirleyip,

haklardan yararlanma konusunda, büyük farklılıkların oluşmasının önüne geçeceğiz.

Ülkemizde engelli vatandaşlarımıza dair, doğru verilere ve bilgilere ulaşmak maalesef mümkün değil.

Engelli raporu bile olmayan 95 bin kişiye, maaş bağlamakta büyük bir beceri gösteren Bakanlık,

iş, doğru düzgün veri tutmaya geldiğinde, nedense aynı beceriyi gösteremiyor.

İşte bu yüzden, “Engelli Veri Tabanı’nı” kurarak yapılacak yatırımları, sağlanacak destekleri,

engelli vatandaşlarımızın engel türüne, yaşadıkları bölgeye, gelir dağılımlarına göre belirleyip,

adaletli bir biçimde sunacağız.

Bu süreçte, daha önce desteklerden faydalanan hiçbir engelli vatandaşımızı da, mağdur etmeyeceğiz.

Biz, İYİ Parti olarak, hiçbir vatandaşımıza, “yapamaz, beceremez, edemez” demeyiz.

Biz, yeterli fırsatlar sağlandığında, milletimizin her bir ferdinin,

her işin altından, alnının akıyla kalkabileceğini, her işi başarabileceğini biliyoruz.

Bunun için de, “Destekli İstihdam Modelini”, bir an önce hayata geçireceğiz.

Biz diyoruz ki;

engellilik türüne ve şiddetine bakılmaksızın, her Türk vatandaşının, bir işe sahip olma hakkı vardır.

Biz insanımızın engelleri yerine, kapasitelerine odaklanacağız.

Destekli istihdam modelini uygulayıp, onları işe yerleştireceğiz.

Kendilerini geliştirmelerine imkan sağlayıp, destek aldıklarından emin olacağız.

Bunun için her şeyden önce, nitelikli ve engelli istihdamı konusunda farkındalığa sahip,

İş Koçları eğitip, istihdam edeceğiz.

Destekli İstihdam Modeli’ne katkı verecek firmalara yapılan, destek ve teşviklerin sayısını arttıracağız.

Tüm bunlara ek olarak, İş verenler, İş Koçları ve Engelli STK’ları arasındaki koordinasyon için,

“Engelli İstihdam Koordinasyon Merkezleri’ni” kuracağız.

Tüm bu süreçte, günümüz teknolojisinin sunduğu, tüm imkanlardan yararlanacağız.

Bugün bir yazılım mühendisi, ya da çağrı merkezi operatörü,

işyerine gitmeden de şirketine katkı sunabiliyor.

Yeni teknolojileri kullanarak, engelli vatandaşlarımızı bu işlere yönlendirip,

İsterlerse, işyerine gitmeden çalışmaları için, gerekli altyapıyı sağlayacağız.

Daha da önemlisi, ulusal ve uluslararası eğitim kurumlarıyla iş birliği yaparak,

engelli öğrencilerimizin çevrimiçi eğitimler yoluyla diploma ve sertifika almalarını sağlayıp,

onları yüksek nitelikli işlere yönlendireceğiz.

 

Değerli engelli kardeşlerim,

Sizler büyük bir iş başarıyorsunuz.

Ben, bu azminizin, Türkiye adına çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Gerekli şartlar sağlandığında, kalkınan Türk ekonomisinin,

önemli paydaşlarından biri olacağınıza inanıyorum.

Burada bahsettiğim her konu, sizin hakkınızdır.

Ve bu haklara kavuştuğunuzda, muazzam bir başarı hikayesi yazacağınıza, gönülden inanıyorum.

Allah bizleri de, sizleri de mahcup etmesin…

Değerli dava arkadaşlarım;

Her hafta İktidara yaptığı yanlışları söylüyor, doğrusunu anlatıyoruz.

Ülkemizin önemli meseleleri için geliştirdiğimiz, projeleri anlatıyoruz.

Milletimizin dertleri için hazırladığımız, çözümleri anlatıyoruz.

Türkiye’ye dair çizdiğimiz vizyonu, hayal ettiğimiz Türkiye’yi anlatıyoruz.

Çünkü biz, milletimizin en iyisini hak ettiğini biliyoruz.

Ve en iyisini hak eden milletimize reva görülen bu yapay Ak Parti gerçeğini kabul etmiyoruz.

O nedenle biz, içine sokulduğumuz bir sorun yumağı olan, bu ucube sistem yerine,

“İYİleştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” diyoruz.

Türkiye çözümsüz değil.

Ak Parti iktidarının, bizi içine çektiği böyle zor zamanlar, her milletin başına dönem dönem gelir.

Ama Türk tarihinde, ne zaman böyle dönemler yaşansa,

makus talihi yenecek birileri mutlaka çıkagelmiştir.

Türkiye’nin iyi ve cesur evlatları;

İşte biz, bu başıboşluğa son verecek olanlarız.

Biz, milletini unutup, kendi derdine düşmüşlerin iktidarına son verecek olanlarız.

Biz, milletimize, hak ettiği hayatı yaşayacağı bir Türkiye’yi verecek olanlarız.

Ülkemizin her bir köşesinden bu gerçek görünüyor.

Her geçen gün, her geçen hafta, milletimiz İYİ Parti güneşini daha fazla hissediyor.

Bu yüzden, ilçe ilçe, köy köy, Millet Bizi Çağırıyor!

Hep söylüyorum,

Allah gayretimizi ve niyetimizi biliyor.

Milletimiz de takdir ediyor.

Duyanlar duymayanlara söylesin,

Sorumsuzların, iş bilmezlerin, milletine sırtını dönenlerin devri, artık bitiyor.

Milletin bağrından gelen,

Milletin ayağına giden,

Milletiyle dertleşen, iyilerin devri başlıyor.

İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter sistemle,

Türkiye’yi zenginliğe, milletimizi refaha taşıyacak yepyeni bir iktidar yaklaşıyor.

Yani, kötüler mızmızlanarak giderken, İYİler coşkuyla, neşeyle geliyor.

Dava arkadaşlarım, hazır olun.

Milletimizin gözü kulağı üzerinizde.

Her derdi dinleyecek, her derde çare arayacaksınız.

Memleketin önünü açacak, milletimizin gözündeki yaşı sileceğiz.

Biz geleceğiz, Türkiye’ye İYİ geleceğiz.

Allah yar ve yardımcımız olsun.

Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.