Dolar 32,2020
%-0.22
Euro 35,0069
%-0.22
Altın 2.498,740
%1.32
Bist-100 10.644,00
%3.14

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Player yükleniyor...

Akın Gürkan; “Bu Cenneti Ne Yazık ki İnsan Eliyle Cehenneme Çevirmişiz”

  • İstanbul Gündemi
  • 30.08.2021 - 15:55

Moderatörtüğünü İşbirliği ve Proje Platformu Başkanı Gürkan Özensoy’un yaptığı programa konuşmacı olarak katılan İYİ Parti İBB ve Tuzla Belediye Meclis Üyesi Akın Gürkan, sel felaketinde bir ihmaller zincirinin yer aldığından bahsederek başladığı konuşmasında olaya dair önemli ayrıntılar verdi.

‘İHMALLER ZİNCİRİ AĞIR BEDELLER ÖDEMEMİZE NEDEN OLDU’

Pandemi ile başlayan ve birçok mücbir sebebi aynı anda yaşayan bir kuşak olduklarından bahseden Gürkan, ‘Pandemi’nin ardından afetlerin yaşanmasıyla birlikte yanlış yapılaşma ve altyapı eksikliklerinin neden olduğu can ve mal kayıpları, ağır bedeller ödememize neden oldu’ diyerek afetlerde yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet yakınlarına baş sağlığı diledi.

‘BİLİM İNSANLARI DİNLENMEYECEKSE BİLİM İNSANLARINA NE GEREK VAR!’

“Doğa olayları küresel iklim değişikliğinin de etkisi ile daha da sık olarak yaşayacağımız bir olgu olarak karşımızda durmaktadır” diyen Akın Gürkan konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı; “Yani bu doğa olayları her zaman olacaktır. Daha fazla üzülmemek için bizim bunlara karşı gerekli bilimsel tedbirleri almalıyız. Bilim bir kenara itildiğinde sonuçları ağır tablolarla karşılaşmaktayız. Az önce saydığım yaşadığımız afetlerin büyük felaketlere sebebiyet vermesindeki en büyük sebep,  bilim insanlarına kulak verilmemesinden kaynaklanmaktadır. Bilim insanları birçok tez, makale hazırlıyorlar ve yayınlıyorlar. Bunların büyük çoğunluğu tozlu raflarda veya sanal ortamlarda öylece duruyor. Bunlar yalnızca yazılmış, yayınlanış olsun diye mi hazırlanıyor. Bunlar halkın yararına kullanılmayacaksa bu kadar tezin, makalenin yazılmasına o zaman ne gerek var. Bilim insanları dinlenmeyecekse, bilim insanlarına ne gerek var. Bunları niçin söylüyorum! Çünkü birçok konu hakkında uyarmış olmalarına rağmen hiç kimse bilim inanlarını dinlememiş ve birçok felaket göz göre göre gelmiştir”

‘BU CENNETİ NE YAZIK Kİ İNSAN ELİYLE CEHENNEME ÇEVİRMİŞİZ’

Hem bölgede incelemelerde bulunup, hem de İBB’nin bölgeye Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) üzerinden yardımlarını organize ettiklerinden de bahseden Gürkan, o bölgede yaşanan afeti bir teknik eleman olarak inceleme fırsatı bulduğunu söyleyerek bölgeye dair izlenimlerini şu sözlerle aktardı; “Biz sel felaketinin yaşandığı ertesi gün yani ayın 12’sinde afet bölgesindeydik. Bölgede en ağır dramların, travmaların yaşandığı yer Kastamonu’nun Bozkurt ilçesi, bende izlenimlerimi Bozkurt’tan başlayarak anlatacağım. Teşhisi en ağır hasar alan yerden koyarsak diğerlerinin tedavisi de daha kolay olacaktır diye düşünüyorum. Karadeniz bir cennet arkadaşlar, yemyeşil bir doğanın içindesiniz, Bozkurt ilçesi de bu cennetten bir parça, Bozkurt’a ilk girdiğinizde sizi yemyeşil bir doğa karşılıyor. Her tarafı ormanlarla kaplı, ortasından bir nehir geçen tablo gibi bir vadi. Hemen biraz aşağısında, insanların denize girdiği harika bir kumsalı olan Abana ilçesi ile yani burası Allah’ın her şeyi bahşettiği dünya harikası bir yer fakat biz bu cenneti ne yazık ki insan eliyle bir cehenneme çevirmişiz”

‘EZİNE ÇAYI, NEHİR TAŞTIĞINDA KENDİ DERE YATAĞINI BULAMAMIŞTIR’

Bölgeyi cennetvari bir vadiye benzeten Gürkan, bu vadiye girildiğinde karşınıza 10 katlı-12 katlı hatta 14 katlı binaların çıktığını, dere yatağına kurulmuş bu yerleşkenin içinde gri beton cehennemini görüyorsunuz diyerek ortaya çıkan çarpık kentleşmeye dair çarpıcı açıklamalarda bulundu: “Cennetten bir parça olan bozkurt, çarpık kentleşme, planların tamamen hatalı yapılması, dere koruma bandı kurallarının işletilmemesi, çekme mesafesi bina yükseklikleri gibi hiç bir kural kaidenin olmadığı tam bir cehalet ve ihanet tablosu olarak karşımıza çıkmakta. Eğer bir cümleyle meseleyi tanımlayacak olursak, Bozkurt, bir kaç müteahhitin, insan egosunun, insan nefsinin doğaya sapladığı bir hançerdir. Bunun neticesinde afetten sonra neler yaşandı bir bakalım; ihmal; akarsuyun taşkın yatağını bulamaması Ezine Çayı, nehir taştığında kendi dere yatağını bulamamıştır”

GÜRKAN, 7 AYRI PARÇAYA BÖLDÜĞÜ İHMALLER ZİNCİRİNİ SIRALADI

Konuşmasının devamında ihmaller zincirini Bozkurt ilçesinde 7 halkaya bölen İYİ Parti İBB ve Tuzla Belediye Meclis Üyesi Akın Gürkan, bu ihmalleri şöyle sıraladı; “İhmaller zincirinin 1. Halkası; doğa kurallarını hiçe sayan, bilime ve bilgiyi göz ardı eden, ranta dayalı plansız yapılaşma. İhmaller zincirinin 2. halkası: taşkın hesaplarına göre boyutlandırılmayan köprüler ve dere yatağı içerisine yapılan yapılar. İhmaller zincirinin 3. Halkası; akarsu havzalarının üst kotlarında rusubat tutucu, doğa dostu yarı geçirgen (balık geçişine uygun) tersip bentlerinin yapılmaması ve diğer havza koruyu önlemlerin alınmaması. İhmaller zincirinin 4. Halkası; taşkın koşullarını gözetmeden, mühendislik hesaplarına dayanmadan yapılan ve taşkın debilerinin altındaki bir akışta dahi yıkılan yaya köprüleri. İhmaller zincirinin 5. Halkası; havzaları bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilmemesi tüm risklerin toplu etkilerinin göz ardı edilmesi, kısacası hiç bir havza planlamasının, yönetiminin ve işletmesinin olmaması. İhmaller zincirinin 6. Halkası; devletin kendi kurumlarının yaptığı çalışmaların sadece öngörü ve tespit aşamasında kalması, risklerin tanımlanmasına rağmen riskleri azaltıcı önlemelerin alınmaması, imar planlarının, ortaya konan bilimsel gerçeklere göre değil, ranta göre yapılması. İhmaller zincirinin 7. Halkasında ise taşkın riskinin yönetilemeyerek, taşkın erken uyarı sistemi ve tahliye planlarının hayata geçirilmemesi sonucu oluşan zararın felaket düzeyine gelmesi”

‘EZİNE ÇAYI ÜZERİNDE BULUNAN HES’LERİN AFET SIRASINDA PARÇALANDIĞINA DAİR İDDİALAR VAR’

Bu 7 maddenin içinde ayrı olarak bir 8’inci maddenin de varlığından bahseden Akın Gürkan; “Saydığımız bu 7 ihmaller zincirine 2 adet HES’te eklenmiş ve afet çok daha büyük boyutlara yükselmiştir. Yapılan 2 adet Ebru ve Aybike HES’ler yapım sırasında doğal ortam tahribatının ve ormanlık alanların olması gerekenden daha fazla tahrip edildiği ifade edilmektedir. Sel esnasında suyun üzerinde tomruk ve ağaçlar bunu tastik eder niteliktedir. Yağış alanı içerisinde ormanların çok fazla kesilmesi taşkın değerlerini de artırmıştır. Ezine Çayı üzerinde kurulan bu HES’lere ilişkin iddialar, HES’lerin komple parçalandığı ve kapakların açıldığı yönünde fakat konuyla ilgili resmi bir açıklama bu güne kadar yapılmadı. Sonuç olarak şunları ifade etmek istiyorum; doğayla oyun oynanmayacağı, doğayı kendimize göre şekillediremeyeceğimizi bizim doğaya uygun gerekli bilimi baz alarak ve doğaya müdahale etmeden yaşamak durumunda olduğumuzu bir kere daha buradan ifade etmek isterim” diyerek konuşmasını tamamladı.

Göksenin Aktaş - İstanbul Gündemi

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.